GIDA, GÜVENLİK, AİLE, FAİZ…

TOPLUM, ÇOK HIZLI BİR ŞEKİLDE YOZLAŞIYOR.

GIDA, GÜVENLİK, AİLE, FAİZ…

 Toplum, çok hızlı bir şekilde yozlaşıyor.

Günümüzde yaşanan birçok sıkıntının kaynağı da aslında iktidarın son yıllardaki uygulamaları ile birlikte gündeme geliyor.
Belki, yaşanan sıkıntılarda iktidarı 'tek başına' suçlamak yerinde olmayabilir, uygulamalara 'muhalefetin etkisiz' kalmasını ekleyebiliriz.
**
Kimsenin inkâr edilemeyeceği gelişmeler karşısında toplumun direncini yitirmeye başlaması, geleceğimiz için 'en büyük tehlike' olarak dikkat çeker.
Kavramların içini boşaltıp topluma sunuyorlar.
Sonra da 'nerede yanlış yapıyoruz' demek yerine; 'şu yanlış yaptı', 'bu yanlış yaptı', 'o yanlış yaptı' ifadelerini kullanabiliyoruz.
Gelin, bir irdeleme yapalım hep birlikte…
**
Günümüzde toplumun giderek yoz bir hal almasında önemli faktörler vardır:
1. Gıda denetimsizliği.
2. Güvenlik zafiyeti.
3. Aile kavramının kaybolması.
4. Faizlerin günlük hayatta hep varolması.
**
Ülkemizde son yıllarda ithal tohumlarla tarıma yönelinmesi ve bu konudaki denetimsizlik, kuşkusuz ki bireylerin genetiği üzerinde etkili oluyor.
Kurumların üzerine düşen görevi yerine getirmeyip, denetimlerden uzak kaldığını hep birlikte müşahade ediyoruz.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın yurt dışı menşeili (özellikle İsrail) tohumların kullanılması yönündeki denetimsizliği uzun yıllara sari olarak insanımızın genetiğinde önemli rol oynadığı, bilim adamları tarafından sıkça gündeme getiriliyor.
Yaşı 30, 40 ve 50'nin üzerinde olanlar soralım:
- Çocukluğunuzdaki sebze ve meyvelerden aldığınız lezzeti şimdi alabiliyor musunuz?
El cevap; 'hayır' olacaktır.
Bu satırların yazarı yaşındakiler, semt pazarlarında ve market reyonlarında mevsiminde ve usulüne uygun olarak üretilen ürünlerin kokularını aldıkları zaman "Çocukluğumuzda da böyleydi!" ifadesi ile söylenmiyor muyuz?
Domateste, salatalıkta, patlıcanda, kabakta, baklada, fasulyede, biberde, soğanda, sarımsakta hep eskiye özlemi duymuyor muyuz?
Firik nohudun, taze fındığın, zamanında hasat yapılmış cevizin lezzetini nerede bulabiliyoruz?
**
Ülkemizde son yıllarda AB müktesebatı öne sürülerek güvenlik konusunda yaşanan zafiyetler de dikka çekiyor.
Terör başlı başına bir bela, görüldüğü yerde başı ezilmelidir.
Adi suçlardaki artış gözlerden kaçmıyor.
Bir dönemin modası olan gasp, kapkaç, hırsızlık gibi adi olaylar artık özümsenmeye başlandığı için olsa gerek pek gündeme gelmiyor.
Son zamanlarda tacizler, cinayetler de sıradanlaşmaya başladı.
Ülkemizde idamın kaldırılmasından sonra bu konuda yaşanan gelişmeler göz ardı edilmemelidir.
Henüz hayatının ilkbaharındaki küçücük kız çocukları, gencecik kızların uğradığı saldırılar yanında sonucu vahamete ulaşan olaylar insanların tüylerini ürpertiyor.
Gün geçmiyor ki yeni bir taciz olayı, yeni bir kadın cinayeti ajans bültenlerine veya gazete haber merkezlerine yansımasın.
Bugün dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde ve özellikle 'dünyanın jandarması' konumundaki ABD'de idamlar yapılıyor.
Ama bizde yok!
Neden?
İdamsızlık, gelişmişliğin bir göstergesi midir?
**
AB mevzuatlarına uygunluk gayreti ile yasalarımızda yapılan değişiklikler, topluma olumsuz yansımaları da beraberinde getiriyor.
'Zina'nın suç olmaktan çıkarılması, 'fuhuş'un artışına engel olunamaması toplumun manevi değerlerini de birlikte alıp götürüyor.
Yine haber bültenlerine yansıyan onlarca, yüzlerce haberler okuyoruz…
Üvey kızına-oğluna tecavüz eden, öz karısını-kardeşini fuhuş ortamına sürükleyen, kızını pazarlayan babalar, kardeşler ile ilgili haberleri sizlerde okuyorsunuz.
Son zamanlarda genelevler işlevini ve varoluş sebeplerini yitirdi. 
Genelevi savunmuyoruz, asla da tasvip etmiyoruz.
Ama gerçeği de inkar edemezsiniz.
Geçenlerde bir büyüğümüz "Bu iktidara oy vereceğim. Neden? Çünkü genelevler kapatıldı, gençlerin paraları cebinde kaldı. Daha ucuza, daha uyguna dışarda bu işi yapabiliyor. Dolayısıyla da genelevde harcadığı paranın neredeyse 4'te 1'i cebinde kalıyor" ifadesi, tüylerimizi ürpertti.
Düşünüyorsun ve ardından da 'haklısın' dilebiliyorsun.
Televizyonlardaki çarpık programlar, fuhuşu-zinayı teşvik eden yapımlar, sanal alemdeki çöpçatanlık sitelerine kimse dur diyemiyor.
Aile kavramı yok olmaya başladı, ülkemizde.
Ailenin yok olduğu ülkelerin bugün ne halde olduklarını söylemeye gerek yok. Hepimiz az ya da çok haber bültenlerini, belgeselleri izliyoruz.
Türk aile yapısı gelenekselliğinden uzaklaştıkça toplum bozulmaya devam edecektir.
Bugün 'çekirdek aile' yutturmacası ile başlayan kavramlar, sanki yerini bulmuş gibi gözüküyor.
**
Ve son olarak, faizin hayatımızdaki olumsuzluğu toplumun bozulmasındaki diğer etkenlerden biridir.
Bugün inansın-inanmasın hemen herkesin bir şekilde faize bulaşabildiği ortamdayız.
Bankaların kredi faizleri belki eskisi kadar yüksek değil ama, bugün banka ile çalışmayan yok gibi.
Konut alımında, taşıt alımında, ihtiyaç maddelerinin alımında hep faiz var.
Bugün bankalara borçlu olanların sayısı, ülke nüfusunun neredeyse 3'te 1'ine ulaştı.
Rakamlar korkunç seviyelerde.
Faiz oranların 1 ya da 3-5 puan azalması ile faiz yok olmuyor.
Faizi kökten kaldırmak gerektiği konusunda sanırım hemfikiriz okurlarımızla.
**
"Uzun lafın kısası" diyeceğim de, laf uzadı gitti.
Biz 'bozulmanın son aşamasındaki toplumumuzu' nasıl eski haline döndürebiliriz, bunun yollarına bakmalıyız.
Ülkemizin çok kısa bir süre sonra maddi-manevi batağın içerisindeki ülkelerin durumuna düşmemesi için bu dört alanda; yani gıda kontrolü, güvenlik, aile, faiz konularında daha sert tedbirler alınması gerektiğini düşünüyorum.
Ya siz…

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER