HALK KOALİSYONU BEKLİYOR!

HALK KOALİSYONU BEKLİYOR!

HALK KOALİSYONU BEKLİYOR!

 

Gündemi kendi akışı içerisinde izlemek gerekiyor.
Suni bir gündem oluşturmanın topluma hiçbir faydası var mı?
Hayati konularda bile, kendimize 'bakış' açımız farklı toplum olarak.
**
7 Haziran, ülkemiz için bir dönüm noktası oldu.
"Dönüşüm" desek, daha mı doğru olur; bilemiyorum da.
2002'den bu yana süre gelen tek partili iktidarlar, 7 Haziran ile son buldu.
Türkiye seçmeni, 'Ben artık tek parti istemiyorum' dedi mi? Aslında "Bakalım, bizim siyasetçiler akıllandı mı? Koalisyonlarla ülkeyi yönetebilecekler mi?" sorusuna da cevap aramış olabilir, seçmenimiz..
Bu yüzden de seçmenin tercihine 'saygı duymak' gerekecek.
**
7 Haziran'ın ardından başlayan bir dayatma var, kamuoyuna karşı.
AK Parti, koalisyonun büyük ortağı olacak; ama küçük ortağı kim olsun.
Radikal düşünceler fikirlerini ortaya koyuyor ve ona göre de senaryo gerçekleştiriyor.
Kimi, AK Parti'nin CHP ile koalisyon yapmasını istiyor. Onlara göre 'Batılı ülkeler, güçlü ülkeler, iş dünyası bunu istiyor ve bunu ön görüyor. Olmazsa felaket olacak!'
Kimi de AK Parti'yi MHP ile kol kola tutuyor. Onlara göre de 'Zaten AK Parti ile MHP tabanları uyum içerisindedir!'.
Bazıları da AK Parti'nin yanına HDP'yi yakıştırıyor. Onlar da 'Bunlar zaten el ele vermemiş miydi?' fikrini ön plana tutuyor.
**
Toplumu germek, toplumdaki beklentiyi radikal seviyelere taşımak için herkes 'adeta üstüne düşeni' yapıyor.
Uzun yıllar replik olmuş bir reklam deyimi var ya; "Ağzı olan konuşuyor!" diye.
Aynen öyle bir toplum olduk.
Ağzı olan konuşuyor.
**
Elbette konuları irdelemek, toplumu aydınlatmak medyanın görevidir.
Buna asla karşı çıkmayız.
Ama akıl-mantık çerçevesinde bunların yapılması gerekir.
Bakın şimdi:
Seçimler bitmiş, henüz sonuç açıklanmamış.
Sonuçlar açıklanmış, TBMM toplanıp yemin etmemiş.
TBMM üyeleri yemin etmiş, başkan seçilmemiş.
Başkan seçilmiş, başkanlık divanı oluşmamış.
Cumhurbaşkanı, yeni hükümetin kurulması için görevlendirme yapmamış.
Ama tüm bu aşamalarda 'koalisyon' dilimize 'pelesenk' oldu.
Yatıyoruz 'koalisyon', kalkıyoruz 'koalisyon'.
**
Seçmen yeni hükümet için tercihini yaptı, 'koalisyon' dedi.
Aklıselim politikacılar, bu tablodan 'güçlü bir koalisyon çıkar' fikrinde.
İş dünyası, 'koalisyon hükümeti bir an önce kurulsun' görüşünü beyan etti.
Halk ta, 'koalisyon' diyor.
Yeni bir seçim atmosferi ve belirsizlik istemiyor.
Konuştuğumuz, fikrini aldığımız her kesimden insanların fikri aynı:
"Boş verin erken seçimi, otursunlar koalisyonu kursunlar kardeş kardeş ülkeyi yönetsinler…"
Gerisi de mevcut siyasi liderlere kalıyor.
Şehirlerarası yolcu taşıma ücretleri
23 Mayıs'ta Ankara'ya gittim.
Otobüs ücretleri 35 TL.
12 Haziran'da gittim.
Bilet fiyatları 50 TL.
Cuma günü gittim.
Bu kez de 45 TL.
Yani tutturabildiğine mi satılıyor biletler, anlamıyorum.
**
Şehirlerarası yolcu taşıma fiyatları bir iniyor, bir çıkıyor.
Enflasyon gibi.
Bir buçuk ay içinde 3 kez fiyat değişiyor.
Kimse de bu firmalara 'kardeşim sen ne yapıyorsun' demiyor, diyemiyor.
**
Yanlış hatırlamıyorsam, son ücret tebliği 29 Ocak 2013 tarihinde yayımlandı.
Sonrasında yayımlandıysa bilemiyorum.
Karayoluyla Şehirlerarası Yolcu Taşımacılığı Alanında Uygulanacak Taban Ücret Tarifesi Hakkında Tebliği (Tebliğ No: 67); Karayoluyla Şehirlerarası Yolcu Taşımacılığı alanında uygulanmak üzere taban ücret tarifesini belirliyor.
Fiyatlandırma örnekleri şöyle
101 ile 115 km mesafe için 13 TL.
201 ile 250 km mesafe için 22 TL.
351 ile 400 km mesafe için 33 TL.
551 ile 625 km mesafe için 46 TL.
1001 ile 1100 km mesafe için 64 TL.
1501 ile 1625 km mesafe için 79 TL.
2001 ile üzeri mesafe için 96 TL.
Bu fiyatlar taban fiyat, yani en az alınacak fiyattır.
Üzerine istediğinizi alabilirsiniz, anlamı taşıyor.
**
Kayıt dönemi, okul açılışı, sömestr tatili, yılsonu tatili gibi öğrenci hareketleri başladı, fiyatı artır.
Asker celp ve terhis dönemi gelir, fiyatlar artar.
Ramazan ve kurban bayramı gelir, fiyatlar tavan yapar.
Sonrasında bir miktar indirim yapılır.
Sistem böyle çalışır, şehirlerarası yolcu taşımacılığı fiyat tarifesinde.
**
Peki bunun bir standardı yok mu?
Varsa bu standardı kim taşıyacak?
Birileri bu işe bir el atsa da, konuyu çözüme kavuştursa fena olmaz.



/////
Emekli zammı almadan, cebinden çıkıyor…
AK Parti hükümeti, seçimden çok önce aldığı bir kararla emekli aylıklarına 100 TL zam yapılacağını açıklamıştı.
Uygulama tarihi de ikinci 6 aylık dönem olarak belirlendi.
Yani; 11 milyon emekliden bir kısmı Temmuz maaşlarını hem enflasyon farkı, hem de hükümet zammı ile birlikte alacaklar.
**
Şöyle:
Önce 6 aylık enflasyon farkı maaşa yansıyacak.
Ki, bu rakam yüzde 4,76 olarak açıklandı.
Bu farkı almasına rağmen, maaşı bin TL'nin altında kalanlar seyyanen 100 TL'lik bir zam daha alacaklar.
Maaşları bin TL ile bin 100 TL arasında kalanların maaşları da bin 100 TL'ye tamamlanacak.
Tüm zamlara rağmen, yani enflasyon farkı ve seyyanen zamma rağmen hala bin TL'nin altında maaş alacaklar da var tabi.
**
Hükümet zammı yapıyor.
Ama zam cebe girmeden eriyip gidiyor.
Yarından itibaren meyve-sebze fiyatları yeniden artmaya başlar.
Elektrik, doğalgaz, su zamları gelir.
Kapıcıların maaşları artacağı için ortak giderler artar.
Dolar fırladığı için, bu yıl kömür fiyatları da artar.
Dolmuş ücretleri artar.
**
Zaten Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, önümüzdeki dönemde elektronik ürünlere ek gümrük vergisi getirileceğini söyledi.
Eh.. 
Fırsatçılar da bunu fırsat bilip, sattığı ürünlere zam yapar.
Yani emeklinin almadığı zam, cebinden çıkıyor bile.

/////
Orasını Allah bilir
Şarap yapmak yasaklanmış; sıkı bir kontrolle, şarap yapan yakalandığında kellesi vuruluyordu.
Bağ bozumu vakti geldiğinde, Bektaşi üzümlerin suyunu küplere doldurdu. Durumdan haberdar olan hükümdar, Bektaşi'nin küpleri başına geldiğinde, hiddetle sordu:
-Üzüm suyu küplere ne için dolduruldu?
Bektaşi, yakalanmışlığının telaşı ile cevap verir:
-Dolduruyorum ki, orada sirke olsun.
Hükümdar, biraz yumuşayarak yeniden sordu:
-Sirke dersin ama, ya şarap olursa!
Hükümdarın yumuşadığını gören Bektaşi:
-Orasını Allah bilir, dedi.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER