CİVCİV ÇIKACAK, KUŞ ÇIKACAK!

CİVCİV ÇIKACAK, KUŞ ÇIKACAK!

CİVCİV ÇIKACAK, KUŞ ÇIKACAK!

 CHP'nin miting alanındayız.

Alandaki binlerce (7-8'i geçmez, yani 7-8 bini geçmez) vatandaş gibi Kılıçdaroğlu'nu bekliyoruz.
Sahnede CHP'nin mitingleri öncesinde konser veren Bilocan var.
Hareketli türküler söylüyor.
Mahsuni'den yorumluyor bir parça…
Delilo'yu söylerken, partililer coşuyor.
Alanın her köşesinde kadınlı erkekli, gençli çocuklu halaylar çekiliyor.
**
Çığırtkan gibi bir ses, anonsa başlıyor:
"Geliyor, geliyor…"
Kalabalık merakla bekliyor.
Aynı ses yeniden bağırıyor:
"Kim geliyor, biliyor musunuz?"
Mitinge gelenler, sorunun cevabını bekliyor:
"Anadolu'nun Kemal'i geliyor, Kemal Kılıçdaroğlu geliyor…"
Herkes yola bakıyor, heyecanlı bir at yarışını anlatan spiker gibi anonsçu tekrar bağırıyor:
"Sayın genel başkanımız şu anda Kahramanmaraş'a indi!"
Gözler gökyüzüne çevriliyor.
"Allah Allah… Havada da iz yok ama, nereden indi?" diyenler duyuluyor.
**
Bilocan söylüyor.
Alan coşuyor.
CHP'nin altı oklu bayrakları sallanıyor.
Spiker yine bağırıyor:
"Arkadaşlar bayrakları kameralara doğru sallayın. Bakın sağ taraf basına ayrılmıştır. Basın bizim sesimiz, gözümüz kulağımızdır. Onların çalışmasına imkan tanıyın. Onlar için de bir alkış istiyorum…"
Yani isteyenin bir yüzü, çibidik çalmayanın iki yüzü…
Sağ taraf dedikleri de, iki masanın üzerinde ayakta bile zor duran cefakar meslektaşlarım.
CHP'nin anlaşmalı yayıncı kuruluşu için her şey serbest, Kahramanmaraşlı gazeteciler tu-kaka gibi..
**
Alanın Cumhuriyet Caddesi tarafından önce bir trafik aracı görülüyor.
Belli ki, eskort!
Ardından CHP'nin otobüsü beliriyor. 
Önde CHP lideri Kılıçdaroğlu.
Geçerken el sallıyor, kendini selamlayanlara…
Bir rehber, otobüsün platformun neresine yaklaşacağını işaret ediyor.
Kaptan aracını itina ile platformun yanına getiriyor.
İnenler iniyor.
Kılıçdaroğlu inmiyor.
Bir süre bekleyişin ardından da CHP lideri koşar adımlarla platforma çıkıyor.
**
Kalabalığı selamlıyor.
"Sevgili Maraşlılar. Miraç Kandiliniz kutlu olsun!" diyor.
"Siz aynı zamanda Kahraman'sınız, Kahraman'lığınızın nereden geldiğini biliyorum" diyor, kalabalık bunu anlatacağını bekliyor.
Ama Kılıçdaroğlu, şöyle diyor:
"Siz de biliyorsunuz!"
Yani bilen bilmeyene anlatsın.
"Seçimde bir kahramanlık daha yapın. Bu iktidarı gönderin. Sizden bunu bekliyorum. Göndereceksiniz değil mi?"
Nereye gönderileceğini söylemiyor.
Sadece "gönderin" diyor.
**
Kılıçdaroğlu, emekliye müjde veriyor:
"Sizlere ramazan ve kurban bayramında iki maaş ikramiye vereceğim"
Taşeron işçilere müjde veriyor:
"Taşeron işçi, modern köledir. Taşeronluğu kaldıracağız. O zaman hem işçi kazanacak, hem devlet kanazacak!"
Asgari ücretliyi unutmuyor:
"Asgari ücreti bin 500 TL'ye çıkartacağız!"
Nasıl çıkacak?
Kılıçdaroğlu şöyle diyor:
"Sözümüz söz. Çıkacak, çıkacak…"
Evet, o meşhur şarkı akıllara geliyor:
"Civciv çıkacak, kuş çıkacak. Çıkacak çıkacak…"
**
Dış politika yanlışlığından 2 milyon Suriyelimiz olduğunu söylüyor.
Doğrudur.
Suriyelimiz var, bizim de… Sayıları yaklaşık 100 bin.
Çadırkent'te, Tekke'de, Karamanlı'da, Acemli'de, Kümbet'te, Divanlı'da, Mağralı'da…
Hatta Bahçelievler'e, Mimarsinan'da, İstiklal'de..
Hem bizim sadece Suriyelimiz yok ki…
Çingenemiz var, aptalımız var, her çeşit insanımız var.
Ağamız var, paşamız var; kırk boğazlılarımız var.
Açımız var tokumuz var.
Tok olup açın halinden anlamayanımız var.
Var da var.
**
Kılıçdaroğlu kunuşuyor, kalabalık dinliyor:
"Olacak. Çıkacak. Yapılacak."
Arada bir kalabalık konuşuyor, Kılıçdaroğlu dinliyor:
"Başbakan Kemal!.."
"Milletin umudu, Kılıçdaroğlu.."
Kılıçdaroğlu konuşurken, kalabalık bayrak sallıyor, el sallıyor…
Kalabalık konuşurken, Kılıçdaroğlu el sallıyor, elindeki mikrofonu sallıyor.
Sallayan sallayana.
Ne demişler:
"Ne kadar sallarsan salla, sona düşer son damla!"
Ama neticede işkenceyi gören iki masa üzerinde ilkel şartlarda görev yapan meslektaşlarım oluyor.
Bir de gelinlik kız gibi süzülen, adaylar..

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER