TÜRKİYE’DE 7 MİLYON DİYABET HASTASI VAR

DİYABET GÜNÜ ÇEŞİTLİ ETKİNLİKLER KUTLANIYOR

TÜRKİYE’DE 7 MİLYON DİYABET HASTASI VAR
Kahramanmaraş İl Sağlık Müdürü İlker Çitil,  Türkiye’de 7 milyon kişinin diyabet hastası olduğunu açıkladı.
Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabetin insan vücudundaki pankreas adlı salgı bezinin yeterince insülin hormonu üretmemesi veya insülinin vücut ta yeterli şekilde kullanılmaması sonucu gelişen bir hastalık olduğunu belirten İlker Çitil, “1921 yılında insülini bularak diyabet hastası milyonlarca hastanın tedavisini mümkün kılan biyokimyacı Fredrick BANTİG’in doğum yıl dönümü anısına her yıl 14 Kasım’da “Dünya Diyabet Günü” olarak düzenlenerek çeşitli etkinlikler yapılmaktadır.
Yapılan bilimsel çalışmalarla ülkemizde 7 milyonun üzerinde diyabetli olduğu, yaklaşık 3 milyon kişinin ise diyabetli olduğundan haberdar olmadığı tespit edilmiştir. Hareketsiz yaşam tarzı, sağlıksız beslenme ve obezitedeki (şişmanlık) artışın bu sonuca çok önemli katkısı olduğu bilinmektedir. Diyabet uzun dönemde kontrol altına alınmadığında körlüğe, kalp damar sistemi hastalıklarına, böbrek yetmezliğine, sinir sistemi bozukluğuna, inmeye, kemik kaybına, cinsel sorunlara neden olabilmektedir.
Özellikle ailesinde diyabet öyküsü olan, obez, sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşayan hipertansiyonu olan, gebeliğinde iri bebek doğuran kişiler risk grubunu oluşturmaktadır. Özellikle;  çok fazla su içme ve içme isteği, iştahın açılması ve fazla yemek yeme, çok sık idrara çıkmak ve geceleri bunun için sık sık uyanmak, ciltte kuruma, sürekli halsizlik ve yorgunluk, çabuk yorulmak, yaraların geç iyileşmesi ve bazen bulanık görmek gibi belirtilerinden iki yada daha fazlasını kendimizde görüyorsak en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak gerekmektedir.
Şeker hastası olan kişilerde ayrıca, fazla miktarda kanda bulunan şeker ile doğru orantılı olarak ve başta damarlar olmak üzere kalp, beyin, böbrek gibi hayati işlev gören organlarda, ayaklarda ve gözlerde tahribat ve sorun meydana getirir. Şeker(glukoz) miktarı çok arttığında idrarla şeker kaybı da fazla olur. Oluşan idrar miktarı artar.Damarlarda hasar sonucu yeterli miktarda kan dokulara gidemezse kalp krizi, felç, böbrek hastalıkları, körlük, uzuvlarımızda gangren, görme bozukluğu riski artar. Ayrıca bu damarlardaki hasar sonucu damar tıkanıklığı, böbreklerdeki hasar sonucu da hipertansiyon meydana gelir.Şeker(glukoz) kullanılamadığı için vücut, yağları ve proteinleri kullanmaya başlayacaktır. Bu yüzden hem kilo kaybı hem de vücutta asit fazlalığı ortaya çıkar, ve hasta, ölümle sonuçlanabilecek şeker komasına girebilir.
Diyabetin erkenden tanınması ve tedaviye erkenden başlamak, komplikasyon riskini azaltır. Dolayısıyla hastayı etkileyebilecek fiziksel, maddi ve manevi zararlar da erkenden önlenmiş olur. Unutulmamalıdır ki hastalık ile yaşamın en önemli şartı diyabet hakkında bilgi sahibi olmak ve tedavi programına tam uyularak olmaktadır.”
Haber: Ali EVRAN

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER