'NİYE’LİĞİNE DEĞİL 'NEY’LİĞİNE

Dere kenarında abdest almaya hazırlanan bir adam, otların üzerinde sırt üstü dönmüş akrebi görünce düzeltir

'NİYE’LİĞİNE DEĞİL 'NEY’LİĞİNE

Akrep bu esnada onun elini sokup yine sırt üstü döner. Adam akrebi üç defa düzeltir.

Akrebi yine düzeltmeye çalışan adamı gören arkadaşı, ‘Ne yapıyorsun. Üç defadır senin elini sokup ters dönüyor, yine düzeltmeye kalkıyorsun’ der.

Adam ona döner ve ‘Onun karakteri bu. Kendine yardım edeni bile sokuyor. Benim karakterimde ise yanlışı düzeltme, doğru hale getirme var’ der.

Belediye Başkanı Mustafa Poyraz’la ilgili son yazdığım uyarılarıma gelen ne tepki ne de tebrikler zerre kadar umurumda.

Öyle ya, Poyraz’ın bu şehre, insanına yaptığı bazı hizmetleri ayakta alkışlayacak kadar taraf olduğum gibi, bugün de o Poyraz’ın gördüğüm ve şehrime zararlı, hemşerilerime haksızlık olarak değerlendirdiğim bazı hususları bu köşenin asıl sahibi olan Kahramanmaraşlılar adına, anasından içtiği sütü burnundan fitil fitil getirecek kadar, gittiği yere gidecek uzanacağı yere uzattıracak hakka bal gibi sahibim.

O yüzden şimdi Sırrı ‘Niye’ yazıyor demek yerine Sırrı’nın ‘ney’i yazdığına bakmak gerek. Dün övülen hizmetlere bugün sövmüyor, yok saymıyoruz. Bugün Sayın Poyraz’ın ypatığı bazı yanlışları anlatıyoruz.

Sayın Poyraz, ‘hesap’  insanı makam sahibi yapar amam ‘vicdan’ daha önemli bir işe yarar. ‘Vicdan insanı insan yapar’ diyenler “Kişiliğini makamdan alanlar makamdan sonra kişiliksiz kalır” diyen Hz. Ömer’in sözünü ne güzel ilave etmişler değil mi?

Tedavisinin yanında ekmek elden su gölden ziyaretçileri daha iyi ağırlamak hatta bana göre biraz da düştüğü masum ve mağduriyeti  daha iyi gösterebilmek için günlerce yattığı hastaneden çıkan Poyraz’ın girişi kadar çıkışı da bana göre şaşırtıcı.

Poyraz’ın gazetelere verdiği komik ilanı görünce doğru çok şaşırdım. ‘Saldırıya uğradım’ demekten utanmış olsa gerek ki ‘Rahatsızlık’ diye geçiştirmiş teşekkür ilanında.

Kendini küçük bir eczacıyken kalede bir akşamüzeri çay içtiği günlerden alıp 10 yıl boyunca taşıyıp makam veren partisinin kurullarını, il genel meclisi ve belediye meclis üyelerine itibar edip yer vermemiş.

Nedense ‘ak Parti İl Başkanım, İlçe Başkanım…’ demek yerine ‘Siyasi parti başkanlarımız’ deyip geçiştirmeyi uygun görmüş.

Ha anladım…

Senin Büyükşehir Belediye Başkanı ya da milletvekili olman için onlara ihtiyacın yok.

Bir dondurmacı, bir iplikçi daha bulurum mu diyon acaba?

(Sütçü İmam mezardan çıkarsa söylerim)

Sayın Poyraz daha önce meydana defter koyup Maraşlımın senin için ne düşündüğünü yazdırma teklifimi kabul etmediniz.

Peki, 10 yıllık hizmetin için bu halk ne diyor acaba öğrenelim mi Sayın Poyraz?

Noter huzurunda yapılacak çekilişle 12 Şubat Stadyumu’na 10 mahalleden 100’er kişi seçip bu 100’er kişi içinde de her 10 kişinin seninle, belediyenle, ilgili düşüncesini belediye hoparlöründen ve tüm radyo ve kabul eden TV kanallarından canlı yayınlayalım.

Ne dersin?

İstersen o on kişiye Poyraz’ı “Büyükşehir Belediye Başkanı görmek ister misiniz?” diye de sorarız.

 

(14 Eylül 2012 Sabah Gazetesi Güney ekinden alınmıştır. Sırrıberk Arslan’ın köşesidir)  

 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER