ELLERİNİZ KIRILSIN

33 yıl önce kapı komşusunu, kundaktaki bebeğe, annesinin karnındaki cenine kadar balta ile kesenler nasıl ki dış ajanların ‘Din elden gidiyor’ propagandasına alet olmuş ise 24 Aralık Günü Narlı Beldesinde jandarmayı taşlayanlar, Alevi vatandaşların iş yerlerine zarar verenler de bugünkü örgütlere alet olmuşlardır. Onlar da o katliamı yapanlar kadar vahşidirler

ELLERİNİZ KIRILSIN

Yıllardır bu şehrin alnına Katil Maraş’ damgası vurduran o vahşiliği yapanlara nasıl ‘Elleriniz kırılsın’ diyorsak 24 Aralık günü Narlı’da jandarmayı taşlayarak olay çıkartmaya çalışıp, masumane Alevi vatandaşların katliamda kaybettiği canları anmasını engelleyen ve o günü gölgeleyenlere de ‘Elleriniz kırılsın. Hem de kökünden kırılsın’ diyorum.

 

Maraş’ı Kahramanmaraş yapıp aynı cephede omuz omuza çarpışanların Alevi kesimi bu şehirde 33sene önce bir katliam yaşadı. Yüzü aşkın insan kimyasal silahla değil balta ile kazma ile öldürüldü. İnsanlığın yüzkarası olarak tarihe geçen “Maraş Katliamı”nın anlatıldığı ne müze, ne anıt, ne tarih kitapları, ne de bir sinema filmi oldu. Ama anlamak isteyene, bugün dahi o vahşet günlerini bir çocuk, bir genç kız, bir anne, bir baba olarak anlatan tanıkların gözlerinde biriken yaşlar nasıl bir vahşetin yaşandığını anlatmaya yetiyor.

 

Yıllarca yok sayılan Maraş, Madımak olarak karşımıza çıksa da 3 gün boyunca vahşi hayvanlar gibi saldıran saldırganların kontrolü altındaki bir kent haline gelen Maraş katliamının gerçek sorumluları bugün bile ortaya çıkarılmamış olması bence o katliam kadar acı ve utanç vericidir. Katillerinin ortaya çıkmasını istemek, bu insanlık tarihinin utanç sayfasının açılmasını sağlamanın yolu çatışmak, çatışma ortamı yaratarak değildir.

 

24 Aralık Cumartesi günü, masumane istekle, katliama uğramış insanların yakınları mezarını ziyaret etmek, kitlesel bir basın açıklaması yaparak, evinden-iş yerinden otururken katliama uğramış Alevileri anmak ve katliamı yapanları lanetlemek için ellerinde o katliamda kaybettikleri yakınlarının çoğunluğu siyah beyaz fotoğraflarıyla gelmişlerdi Narlı Cemevi’nin önüne. Devletin görevlilerinin şehre girilmesine izin verip vermemeleri bir yana Maraş olayları olduğunda dünyada dahi, olmayan çocuk yaştaki grubun Narlı’da jandarmayı taşlamasını anlamak mümkün değil.

 

Adım gibi eminim ki o gün Narlı topraklarına adım attıkları andan itibaren jandarmayı taşlayarak gerginlik yaratmak, çatışma ortamı yaratmak isteyenlerin ne kanında ne de canında Aleviliğin A’sı yoktur. Onları Canları temsil etmez, edemezler. Can doğup van yetişen hiç kimse devlete karşı gelmez.

 

Nasıl ki 33 yıl önce ellerine baltayı kazmayı alıp Maraş’ın alnına ‘Katil Maraş’ lekesini süren omurgasız, karaktersiz, sürüngen mahlukatlar bu şehirdeki Sünnileri temsil etmiyorsa 33 yıl sonra Narlı’ya gelip jandarmayı taşlayarak, çatışma ortamı yaratıp Feyman Hüseyin’e alet olan satılmış uşaklar da Alevileri temsil etmiyorlar, edemezler. 33 yıl öncekiler ve 33 yıl sonrakilerde, bize zarar veren taraflar, Allah hepsinizin belasını versin.

 

(30 Aralık 2011 Sabah Gazetesi Güney ekinden alınmıştır. Sırrıberk Arslan’nın köşesidir)   

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER