Tarihi Kapalı Çarşı'da sanatını icra etmeye çalışan 36 yıllık bakırcı ustası Mustafa Tepebaşı, bir yandan büyük ustalık gerektiren ürünlerini satmaya diğer yandan unutulmaya başlayan mesleğini yaşatmaya çalışıyor. 
50 metrekarelik iş yerinde, yüzlerce çeşit bakır ürünü pazarlayan Tepebaşı, her birine büyük emek verdiği bakır eşyaları sanat eseri olarak nitelendiriyor. 
Çocukluğundan beri bu işle uğraştığını, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın resmi bakırcı ustası olduğunu; dile getiren Tepebaşı, ''Gerçekten artık bu meslek cazibesini yitirmeye başladı. Bir zamanların en önemli mesleği idi. Ancak giderek ilgi azalıyor'' diye konuştu. 
Geçmişte yaptıkları ürünlerin, evlerde özellikle mutfakta kullanıldığını anımsatan Tepebaşı, son yıllarda bu işin dekorasyon ve aksesuar amaçlı tercih edilmeye başlandığına dikkati çekti. 
Her şeye rağmen bakırcılığa devam edeceğini ifade eden Tepebaşı, şöyle konuştu: ''Atalarımız bunları bizzat kullanmış. Tabi teknoloji gelişiyor. İnsanların tüketim ve kullanım durumları da değişiyor. Bunun önünde durmak güç. Zaman değişiyor, biz de buna ayak uydurmak zorundayız. O dönemin şartları böyleydi. Ancak en azından bu meslek var ve eskiden yaptıklarımızı üretebiliyoruz. Evlerimizin köşesinde dursa da bizler bu üretimi yapmaya devam edeceğiz.'' 
Yaptıkları ürünlerin tamamen ustalık ve işçilik gerektirdiğini bildiren Tepebaşı, iş yerinde 90'ın üzerinde bakır eşya olduğunu ve bunlardan sadece bakır kayıkların lokantalarda kullanıldığını söyledi. 
En fazla ilgiyi, padişahların sarayda kullandığı ibriklerin çektiğini belirten Tepebaşı, orta boy bir ibriği bir haftada yaptığını ve fiyatının da 300 lira olduğunu kaydetti. 
Kente dışarıdan gelen vatandaşların bakır eşyalara büyük ilgi gösterdiğini ifade eden Tepebaşı, bakır eşyaların tamamını aksesuar olarak sattıklarını belirtti.