POLİS VATANDAŞ İLİŞKİSİ

Biliyorum, bu yazının sonunu okumadan Emniyete koşanlar, telefona sarılıp ‘Aleyhinize Yazılmış’ yalakalığını yapanlarla yarışacaklar. ‘Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar’ sözüne inananlara bu köşenin onuncu köy olduğunu hatırlatarak devam edelim

POLİS VATANDAŞ İLİŞKİSİ

Ülkemizde halkımızın huzur ve güvenliği ile kamu otoritesini tarafsız ve adil bir şekilde yerine getirebilmek için çalışan polislerimizle ilgili zaman zaman ‘kontrolsüz güç’e şahit olsak da adalet onlara hak ettikleri cezayı veriyor.

İşte bu noktada son zamanlarda gelen bazı şikayetler Kahramanmaraş emniyet teşkilatında görev alan bazı personelin vatandaşa hizmet noktasında görevlerini yaparken kanunen kendilerine verilmiş olan güç kullanma yetkisini aşmamalarına hatırlatma gereğini ortaya çıkarmıştır.

Gelişmiş ülkelerde, suç sebeplerinin tespiti ve tedbirlerin geliştirilmesi, vatandaşlarla işbirliği yapılması, suç oluşmadan önlenmesini öngören ve dünyada genel kabul gören Toplum Destekli Polislik Hizmeti yaklaşımı kabul görmektedir.

Suçu en aza indirmek, polisin tek başına başarabileceği bir husus değildir. Polisimiz görev yaparken suçtan endişe duyan her kurumun her sivil toplum örgütünün ve her vatandaşın aktif olarak suçun önlemesi faaliyetleri içerisine girmelerini sağlaması gerek. Yani polisimiz toplum desteğinin önemli olduğuna canı gönülden inanıp sahip olduğu otorite ve gücün kendi gücü değil, hukuken kendilerine verilen toplumun gücü olduğunu hiç ama hiç unutmamalı.

Günümüzde toplum veya devletin çağdaşlık düzeyi, insan hak ve özgürlüklerine gösterilen saygıyla ölçülmektedir. Polis ‘suçlu bulacağım’ ya da ‘suç işlenmesini önleyeceğim’ derken normal vatandaşın bireysel hak ve özgürlüklerden yararlanmasını da engellememesi gerek.

Polis, kanunun öngördüğü hizmeti, ancak halkın desteğiyle yapabilir. Polisin mutlaka ama mutlaka, halkın güvenliğini sağlarken, halkın kendisine olan saygısını kaybetmemelidir.

Polis yasalara uymanın ve düzenin sağlanması için halkın desteğinin temin edilmesinde fiziksel gücü, yalnızca ikna, tavsiye ve uyarılarının yetersiz kaldığı durumlarda kullanmak zorundadır.

Polisin halk, halkın da polis olduğunu düşünerek halka iyi ilişkiler kurmak, toplumun huzuru ve varlığı için devletin maaşla ve sosyal haklar vererek görevlendirilmiş biri olduğunu unutmaması gerek.

Bu kentte yaşayan herkes Emniyet Müdürü Mustafa Aydın’ı tanımak zorunda. Burada görev yapan polis de bu şehrin eşrafını, işadamını, hele hele kontrol noktasından her gün üç aşağı beş yukarı aynı saatte geçip nereden gelip nereye gittiği belli olan esnafını tanımak zorundadır.

Eminim ki Emniyet Müdürümüz sayın Mustafa Aydın’ın vereceği yeni talimatla hem trafikçiler hem de kilitçiler silkelenip kendilerine geleceklerdir.

(27 Temmuz 2012 Sabah Gazetesi Güney ekinden alınmıştır. Sırrıberk Arslan’ın köşesidir) 

 

 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER