banner651

CEHENNEMİN KAPISINDA BEKLEMEK.

 CEHENNEMİN  KAPISINDA BEKLEMEK.

Müslümanlar olarak “her birimiz” öteki dünyadaki cehennemden kurtuluş yolu arayıp dururken, bunun için çareler düşünürken sözde, şimdilerde “yeryüzü zalimleri” el birliği ederek, kendilerince hesaplar  yaparak, ve bizi adam yerine koymayarak  “yine yeryüzünde” başka bir  cehennemin kapısına kadar getirdiler bizi. Yani orta doğu halklarını, ben buna Müslümanları diyorum.

Ve bu yeni cehennemin ateşinde yanmayacağımıza, çocuklarımızın yanmayacağına, ümmetin geleceğinin yanıp tükenmeyeceğine, bir gün orta  doğu  ülkelerinin tarumar olmayacağına, her birinin savaş alanına çevrilip yakılıp yıkılmayacağına dair “bir umut” yok içimizde.

Ve cehennem ateşinin alevi “evlerimizin bütün odalarında” hissedilir oldu şimdilerde, eğer farkındaysak. Farkındaysak “bu cehennemin” bütün Müslüman ülkeleri nasıl yakıp kavuracağından.Ve   biliyor anlıyorsak  “bu cehennemin” yeni adının  orta doğuda  “yani Müslüman memleketlerinde” çıkarılacak  bir savaş olduğunu.

Kalbinde insan taşıyan her kişi bilir ki  “bu gün” orta doğuda alçakça bir savaş var, hem de Müslümanların bir birini öldürmeyi kutsadığı, bunu İslam adına yaptığını sandığı. Suriye Libya Irak Mısır ve daha bir çok ülke bu savaşın taraflarından, ve savaşanlarından, kime karşı savaştıklarını bilmedikleri.

Bu gün Mısır zindanlarında yüz binlerce Müslüman yatmakta, kadınıyla erkeğiyle, genç kızlarıyla “çığlık çığlığa” ve dünyada kimsenin de kılı kıpırdıyor değil bu yapılan zulümlere. Hatta daha destek veriyorlar  zalimlere, daha çok  insanı yok etsinler, daha çok insanı öldürsünler, daha çok insanın canını acıtsınlar, ve daha çok kadının kızın ırzına geçsinler diye. Yazması söylemesi içimizi acıtsa da gerçek  bu “şimdi” bir çok İslam ülkesi denen ülkelerde.

Evet bütün zalimler, bütün alçaklar, İslam düşmanları, iki yüzlü münafıklar, dünyayı tanrı edinenler, firavunluğa özenenler, Musa’nın kim olduğunu unutanlar, kendilerinin özel görevli olduklarını sananlar, kurtuluşu ancak  ben, veya “biz” ağlarız diyenler “ve yanlarında” yeryüzünün bütün şeytanları, karanlık adamları, gizli  örgütler, cemaat  baronlar “el birliği ile” bizi bir savaşın “orta doğu savaşının” kapısına kadar getirip orada bıraktılar. Evet cehennemin kapısındayız, ne zaman açılacağı belli olamayan,ama açılacağı kesin.

Evet-evet Orta doğudan söz ediyorum. Orta doğuda bulunan ülkelerden “yani Müslümanların yaşadığı” ülkelerden söz ediyorum “hani şu” en çok zalimlerin, kralların krallığa özenenlerin, Kabe’yi kuşatanların, gökdelenlere sığınınca “ölmeyeceklerini” sananların, idareci olarak bulundukları ülkelerden söz etmeye çalışıyorum, dudaklarım kan revan içinde. Bir acı yumağı kalbim kimsenin görmesine izin vermediğim. Daha ne diyeyim?

Mesela Suriye’den İran’dan, Irak’tan Tunus’tan, Libya’dan, Katar ve Suudi Arabistan’dan söz ediyorum, ve  bu ülkelerin  “her birinin” içinde bulundukları karanlık  durumdan. Ve Muhammed Mustafa’ya  ümmet olduklarını söyleyen insanların “yani bütün ümmetin” ne hale geldiğinden. Ve şimdi hepimizin “savaş denen cehennemin” kapısına nasıl getirildiğimizi anlatmaya çalışıyorum anlamak isteyen varsa, ve dert edinen varsa “bu ümmetin hali ne olacak?” diye.

Batılı ülkelerinin her biri,  Amerika, Rusya   ve başka sömürgeci ülkeler “bize” Müslüman diyorlar, başımızdaki krallara Müslüman diyorlar. Nasıl oluyorsa hayatımızın hiçbir yerinde İslam olmadığı halde “Müslüman diye” yazılıyor adımız düşmanlarımız tarafından not defterlerine.

Ve şimdi onların her biri “bütün batlı ülkeler, büyük şeytan  Amerika, ve Rus ayısı” el birliği söz birliği ve  güç birliği ederek “ve bahane ederek Suriye savaşını” ve çaresiz bırakarak ülkemizi, ve ülkeyi idare edenleri “bizi o savaşın içine sokmaya, o cehennem ateşinin içinde yakmaya” çalışıyorlar. Ve görünen yanına bakarsak, biz bu ateşin içinde yanacağız san ki. Sanki bu cehenneme girmeme, bu savaşa ortak olmama  gibi bir çıkış yolumuz yok gibi.

Ve zaten içimizde ki “kimi alçaklar” bunun böyle sonuçlanmasını istiyorlar, bel ki kendilerine ganimetten bir pay gelir diye.

Ülke ahalisi olarak  “bize düşen” bunları iyi tanımak öncelikle, oyunlarını tanımak, ve bilmek. Bu ülke batsın diyenleri, bu ülkenin  başına gelmesi muhtemel sıkıntılara sevinenleri, ve bu ülkeyi kafirlere jurnal edenleri iyi tanıyalım.  Gerisi Allah kerim. Kaderimizde savaşmak varsa savaşırız, ölmek varsa vatanımız için ölmeyi izzet biliriz. Selam olsun iyi adamlara.

                                                                                                                     Mehmet  KAYA

YORUM EKLE